2010 yılıydı. Oğlum 7 aylıkken bir blog açmaya karar verdim ve burayı açtım. Gözünüz hemen arşiv kısmına gitmek isteyebilir ve eski yazılarıma bakmak isteyebilirsiniz. Ama ne yazık ki kötü haber. Hiçbiri yok.
Öncelikle yazdığım konulara ve kısaca kendime değinmek isterim. Bilenler hepiniz tekrar hoşgeldiniz. Burayı ilk defa ziyaret edenler ise merhaba. Tanışalım. Bendeniz Aylin Çalışkan. Rehber öğretmenim. Fakat aslen eğitim bilimciyim. Branşım eğitim programları ve öğretim. Tıpkı aslen İzmirli olup İstanbul’da yaşamak gibi bir şeyden bahsediyorum anlayacağınız. Hep bir hasret kalma durumu söz konusu yani…
Bir oğlum var. Blogu açmama sebeptir kendisi. Bana göre sekiz, ona göre dokuz yaşında. Ortada anlaşırsak 8,5 yaşında diyebiliriz. Bana ezberlediğim herşeyi unutturan, bildiğim herşeyi yeniden öğreten bir deneyimdir kendisi. Eğitimci kimliğimle değil, anne kimliğimle yazılar yazmama neden olan küçük insan… (Hakkımda daha detaylı bilgiyi hakkımda bölümünde bulabilirsiniz.) Duygularım her annenin yaşadığı o eşsiz duygulardan oluşuyor. Beni kendi kişisel deneyimleriniz ile birlikte çok iyi anlayacağınızdan eminim.
Orada yazmayan şeyleri kaleme almak bu yazımın amacı olduğuna göre, sıfır noktasına geri dönelim. Bundan epey bir süre önce bir karar aldım ve hayata sıfırdan başladım. Artı ve eksi hanelerine baktığımda tek artı oğlumdu. Eksiler anlatmakla bitmez. Bu nedenle elimdeki tek en önemli artı ile yola koyuldum, o gün bu gündür epey meşakkatli bir yolda, tek ebeveynlik yolunda tek başıma yürüyorum.
Zamanın zor geçtiği anlarda yazı yazma sevgimi bir kenara itmedim. Tam tersine daha çok enerji harcadım. Bir ara Türkiye’ nin önde gelen gazetelerinin birinde yazdım. Fakat gün geldi artık ne gazeteye ne de kişisel bloga yazacak hal ve derman kalmamıştı. Tatsız anlayacağınız. Ben de tamamen blogu kapattım.
Hatta yazı yazma defterimi kapattım. Sadece instagram’da postlarımın altına kısa öyküler veya çeşitli bilgiler paylaştım, o kadar. Ama asıl güzel olan, boş bir kağıda kelime kelime dans ederek akmaktır benim için. Köprünün altından çok sular aktıktan sonra, ben hazır hissettiğim vakit tekrar merhaba dedim. Eski arşivimi imkanım olduğu halde buraya eklemiyorum. Çünkü sıfırdan başlamayı tercih ettim.
Tekrar merhaba!
Tıpkı İstanbul’dan İzmir’ e küçücük bir çantayla hicret ettiğim gibi, sıfırdan başlıyorum. Burayı yeniden inşa edeceğim. Instagram’ da belki görmüşsünüzdür. Sıfırdan hangi noktalara geldiğimizi. Allah’a sonsuz şükürler olsun. Desteklerinizi, ziyaretlerinizi beklerim. Çayınız, kahvenizi yudumlarken bana uğramayı unutmayın. Sizinle hem çok annesel yazılar hem de ebeveynlikle birlikte çocuk gelişimi, eğitim psikolojisi ve özel eğitimle ilgili önemli şeyler paylaşacağım.
Aslında sizi tanıyorum. Bunlar sizi kesmez arkadaşlar. Beslenmeden teknolojiye pek çok şeyden bahsedeceğim. Haberiniz olsun. İletişim adresim aynı sorunuz aylinanneblog@gmail.com a yazabilirsiniz.
Sosyal medyada tam gaz devam ediyorum.
Facebook:
Twitter:
Instagram:
Tıpkı şu zen hikayesinde olduğu gibi:
Ustaya sormuşlar;
–Her şeyi kaybettik, ne yapacağız?
Cevap vermiş;
–Çay koy, yeniden başlayacağız.
Yeniden başlamak zor değil. Yeter ki yüreğiniz olsun. Çayınızı kahvenizi aldıysanız yazdığım diğer yazılara göz atmanızı tavsiye ederim.
Hoşgeldiniz.
Cansın sen balsın sen özledim iyi ki döndün sen
Çok teşekkür ederim soran annem Çİğdem’ im… Sevgilerimle
Aylin hocam seninle hiç tanışmadık ama tanışıkmışız gibi hissediyorum. Urla’ya yolunuz düşerse sizi ağırlamaktan keyif duyarım. İyi ki blog yazılarınıza devam ediyorsunuz. Keyifle takip etmeye devam!
Çok zarifsiniz, çok teşekkür ederim. Umarım bir gün yolumuz bir yerlerde kesişir. Sevgiler
Hosgeldin. <3 yazilarini bekliyorum
Hoşbuldum Teşekkürler 🙂
İnternet anneleri arasında sahicisini bulmak zor, güzel yanı kadar yarasını da gösterebilen, bunu da sahip olduğu güç sayesinde yapabilen Aylin anne.. sizi seviyoruz..
Çok teşekkür ederim Türkan hanım. Samimiyet çok büyük bir güç . Sevgiler
Sen benim… googleladın mı paylaşımından sonra bayağı bir googleladım ve buradaki eski yazıları da okuyarak sabahladım. Simanıza bakarak kendi – koordinatlarımı gördüm, suretler değişse de yaşananların, verilen emeğin, harcanan özverinin ve uğranan haksızlıkların çok benzer olabildiğini gördüm.
Ve şimdi sizin güçlü, umutlu, düşse de inkâr etmeyen, toparlanıp kalkabilen, yeniden toparlayabilme becerisini usanmadan kendi kendine üretebilen, yeniden merhaba cesaretini kendinde bulan tavrımızı, halinizi gördükçe kelebek etkisiyle gelen kanat çırpışlarının sesini duyabiliyorum. Kaç anneye daha umut oluyorsunuz benim gibi kim bilir! İyi ki varsın Aylin Anne 🙏🙏
Yorumunuz beni o kadar çok mutlu etti ki… Yaşarken gün gelecek birilerine umut olacaksın diye düşünemiyor insan ama öyle oluyor işte. Umut olmaktan güzeli yok sanırım. Teşekkürlerimle
Sevgiler
Hoşgeldiniz sevgiler
hoşbuldum teşekkürler. Siz de bloguma hoşgeldiniz